23 Temmuz 2010 Cuma

Az para harcayarak seviye atlamak...






 Bugüne kadar Türkiye'de  Fenerbahçe ve Galatasaray her zaman transferde Beşiktaş'tan çok daha isimli oyuncuları çok paralar harcayarak getirmiştir. Anelka, Carlos , Ortega , Lincoln , Meira , Güiza , Kezman ve daha birsürü isim.  Beşiktaş'ta en az rakipleri kadar para harcadı ancak aldığı isimler hep iki ezeli rakibinin transferleri karşısında gölgede kaldı.

Taraftarın yıllardır  beklediği isimlere karşılık Beşiktaş yönetimi sürekli inanılmaz paralar harcayarak ya Anadolu takımlarında 1 sezon çıkış yapmış oyuncuları , yada  yurtdışından kapalı kutuları getiriyordu.

 Bu oyuncuların birçoğu belki devre arası dolmadan sözleşmesi feshediliyordu , belkide sezon sonuna kadar kulübüde kalıp , sezon bittiği gibi ülkesine kaçıp kulüpten alacaklarını istiyordu.

En nihayetinde takım başkan'a 38-40 milyon € borçlanmış , oyuncularının maaşlarını ödeyemez bir mali yapıya sürüklenmiş bir Beşiktaş ortaya çıktı. Biraz medyanın diğer rakiplerine oranla her nedense (!) "battı batacak" şekilde göstermesi , gerekse Carew  gibi yıldız  oyuncuların artık adının bile geçmemesi taraftarın stresini arttırmış , sinirlerini yıpratmıştı. Ocak ayındaki kongreye kadar tribünlerin karışık durumu , yükselen "Yeter Demirören Yeter" sesleri , Kongrede ise Yıldırım Demirören'in karşısına son derece güçlü bir şekilde çıkan muhalefet , Yıldırım Demirören'e artık bazı şeyleri değiştirmesi gerektiğini hissettiriyordu. Kendisinin son şansı olduğunun farkında olan Yıldırım Demirören , önceki yıllara göre sadece kendisinin söz sahibi olabileceği bir yönetim değil , son çare olarak eski , tecrübeli "kurt" yöneticilerden Metin Keçeli gibi bir ismi yanına alarak adeta yönetime bir güvence transfer etmiş oldu.

 Metin Keçeli ile birlikte Serdal Adalı ve Cengiz Zülfikaroğlu gibi isimlerin de yönetime katılması aslında daha Ocak ayından , çok güçlü ve doğru para harcayan bir Beşiktaş geleceğini gösteriyordu.

Transfer dönemi açıldığında Beşiktaş , uzun süren bir Ricardo Quaresma macerasına girişti. Macera diyorum çünkü ilk başlarda tüm futbol kamuoyu için Quaresma transferi bir hayaldi. Beşiktaş'tan önce onun yeteneklerinden faydalanmak isteyecek onlarca avrupa kulübü kapıya dizilebilirdi. Ancak Quaresma'nın 2 yıldır çok nadir forma şansı bulması Beşiktaş'ın elini güçlendiren en büyük etken oldu.

Haziran ayına gelindiğinde Beşiktaşlıları çok mutlu eden Quaresma transferinin 7.3 milyon € karşılığında sonlandırıldığı açıklandı.  Tabiki medyada herzaman olduğu gibi fiyatı çok yüksek bulanlar , oyuncunun 2 sene oynamadığı ve birşey veremeyeceğini savunanlar , hatta gece hayatı yok diyebileceğimiz Quaresma'nın gece hayatına düşkün olduğunu söyleyenler oldu.

Ancak 2009 yazında Antep'ten Tabata'yı 8 milyon € 'ya  , İsmail'i 6.5'a alan Beşiktaş , İnter'den Quaresma'yı 7.3 milyon € getirerek artık eski transfer politikasını çöpe atmış olduğunu gösterdi.



Quaresma ile  transfer kapatmak istemeyen , ancak belkide bütçesinin yarısından fazlasını Quaresma'ya harcamış olan Beşiktaş , Schuster faktörü ile bonservissiz ve tam Beşiktaş'ın ihtiyacı olan Guti Hernandez ile anlaştı. Medyada Guti'nin para için Türkiye'ye geldiğini savunanlar , Guti'nin Nobre ile aynı parayı alacağını , Alex'in aldığı paradan çok daha düşük bir miktar olan 2.5 milyon euro alacağını söyle(ye)mediler.


Şöyle bir hesap yaptığımızda Beşiktaş'ın bu sene çok para harcadığını söyleyenler , başarı yakalanamazsa kulübün iflasını açıklayacağından söz edenler , ne kadar  bilgi sahibi olmadan fikir sahibi , görebiliriz.



Geçtiğimiz sezon toplam  20 milyon €  transfer bütçesi kullanan Beşiktaş , bu 20 milyon € karşılığında Tabata , İsmail , Nihat ve İbrahim Kaş(kiralık)'ı almıştı. Bu sene ise şuana kadar sadece 8.3 milyon € harcayan Beşiktaş , Ricardo Quaresma , Guti Hernandez ve Ersan Gülüm'ü kadrosuna kattı. Geçen sene ile toplam fark tam 11.7 milyon € .

Eğer resmi olarak teklif sunduğu ve peşinde koşulduğu gizlenmeyen Robinho'da gelirse ,  bonservisine verilecek para Beşiktaş kasasından çıkmayacak. City'nin istediği 27 milyon € Beşiktaş bulacağı bir sponsor ki büyük ihtimalle Demirören şirket grubuna ait olan M-oil şirketi bu parayı üstlenecek.


Yani şöyle bir baktığımızda Toplam 20 milyon € bütçeyle kadroya katılmış bir Tabata , Nihat, İ.Kaş  ve İsmail dörtlüsü mü ? Yoksa 11.7 milyon € bedelle kadroya katılmış ,  Quaresma, Guti, Robinho ve Ersan dörtlüsü mü çok daha iyi ?  Yıllık ücretlerine gelecek olursak , gönderilecek olan Holosko , Zapo ve  Fink'ten  gelecek olan  bonservis bedelleriyle ve bu oyuncuların aldığı maaşın verilmeyecek olması ile , bu yıldız isimlerin yıllık ücretleri ödenecektir.

Özet olarak , Beşiktaş bu sene tıpkı ezeli rakibi Galatasaray gibi çok mantıklı transferlere imza atmıştır. Az para harcayarak hem kendi marka değerini ve şöhretini Dünya'da arttıracak hemde takımın ihtiyacı olan oyuncuları almış olacak.




                                                  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder